NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’L-KADA

<< 1711 >>

الإباحة للحاكم أن يقول للمدعي عليه احلف قبل أن يسأله المدعي

40- Davacı Taraf istemeden Hakim'in Davalı Taraf'ın Yemin Etmesini istemesi

 

وذكر اختلاف ألفاظ الناقلين لخبر أشعث بن قيس في ذلك

 

 [ 5991 ] أخبرنا هناد بن السري عن أبي معاوية عن الأعمش عن شقيق عن عبد الله قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم من حلف على يمين هو فيها فاجر ليقطع بها مال امرئ مسلم لقي الله وهو عليه غضبان فقال الأشعث في والله كان ذلك كان بيني وبين رجل من اليهود أرض فجهدني فقدمته إلى النبي صلى الله عليه وسلم فقال لي رسول الله صلى الله عليه وسلم ألك بينة فقلت لا فقال لليهودي احلف فقلت والله إذا يحلف فيذهب حقي فأنزل الله تعالى إن الذين يشترون بعهد الله الآية قال أبو عبد الرحمن فاتني من هذا الحديث حرف فيما أعلم ولا أقف عليه ولا نعلم أحدا تابع أبا معاوية على قوله فقال لليهودي احلف

 

[-: 5948 :-] Abdullah (b. Mes'ud) anlatıyor: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

"Her kim Müslüman birinin malını elde etmek için yalan yere yemin ederse Allah o kişiyi öfkeli bir halde huzuruna alır" buyurdu. Abdullah'tan bunu duyan Eş'as b. Kays da dedi ki: Valiahi bu söz benim hakkımda söylenmiştir. Yahudinin biriyle bir tarla sorunumuz vardı. Yahudi tarlada olan hakkımı inkar edince onu Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem)'e şikayet ettim. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) bana: "Bu konuda kanıtın var mı?" diye sorunca, ben:

"Hayır, yok" dedim. Bunun üzerine Yahudiye: "O zaman tarlada onun hakkı olmadığına dair sen yemin et" buyurdu. Ben: "Yahudi yemini eder ve tarlayı alır" dediğimde:

 

"Allah'a karşı verdikleri sözü ve yeminlerini az bir bedelle değiştirenlere gelince, işte bunların ahirette bir payı yoktur. Kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Onlar için acı bir azap vardır" (AI-i imran 77) ayeti nazil oldu.

 

Nesai der ki: Bildiğim kadarıyla rivayette cümlenin biri eksiktir, ancak manayı etkileyecek kadar önemli değildir. Allah Reswü'nün (s.a.v.) Yahudiye: "Yemin et" demesini ise Ebu Muaviye dışında zikreden başka birini bilmiyoruz.

 

Sonraki iki hadis ile 10945, 10996 ve 10997. hadislerde yine gelecektir. - Tuhfe: 158.

 

Diğer tahric: Hadisi Buhari (2356, 2416, 2515, 2666, 2669, 2673, 3676, 4549, 6669, 6676, 7183, 7445), Müslim 138 (220, 221, 222), Ebu Davud (3243, 3621), İbn Mace (2322), Tirmizi (1269, 2996), Ahmed, Müsned (21837), Tahavi, Şerh Müşkili'!-Asar (442, 443, 5930) ve İbn Hibban (5086) rivayet etmişlerdir.

 

 

أخبرنا الهيثم بن أيوب قال ثنا يحيى بن زكريا عن الأعمش عن شقيق قال قال بن مسعود قال رسول الله صلى الله عليه وسلم من حلف على يمين يقتطع بها مالا وهو فيها كاذب لقي الله وهو عليه غضبان وتصديقه في كتاب الله عز وجل { إن الذين يشترون بعهد الله وأيمانهم ثمنا قليلا أولئك لا خلاق لهم في الآخرة } قال فجاء الأشعث بن قيس قال ما يحدثكم أبو عبد الرحمن قلنا كذا وكذا قال صدق والله لأنزلت في وفي فلان كانت بيني وبينه خصومة فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم شهودك أو يمينه قلت إذا يحلف قال من حلف على يمين يقتطع بها مالا وهو كاذب لقي الله وهو عليه غضبان فأنزل الله هذه الآية قال أبو عبد الرحمن تابعه منصور بن المعتمر

 

[-: 5949 :-] Şakik bildiriyor: ibn Mes'ud dedi ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

"Her kim, Müslüman birinin malını elde etmek için yalan yere yemin ederse Allah o kişiyi öfkeli bir şekilde huzuruna alır. Bunun da dayanağı:«Allah'a karşı verdikleri sözü ve yeminlerini az bir bedelle değiştirenlere gelince, işte bunların ahirette bir payı yoktur. Kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Onlar için acı bir azap vardır»" (AI-i imran 77) ayetidir." Bu arada Eş'as b. Kays yanımıza geldi ve: "Ebu Abdirrahman sizlere ne anlatıyor?" diye sordu. Biz: "Şöyle şöyle dedi" karşılığını verdik. Bunun üzerine Eş'as dedi ki:

 

Valiahi doğruyu söylemiş. Zira bu ayet benimle filan kişi hakkında nazil olmuştur. O adamla aramızda bir dava vardı. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bana: "Ya haklı olduğuna dair şahit getirirsin ya da hasmm yemin eder" buyuruncaı ben:

 

"O zaman adam çekinmeden yemin eder!" dedim. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) de: "Her kim Müslüman birinin malını elde etmek için yalan yere yemin ederse Allah o kişiyi öfkeli bir şekilde huzuruna alır" buyurdu ve ardından söz konusu ayet nazil oldu.

 

Tuhfe: 158.

 

 

أخبرني محمد بن قدامة قال ثنا جرير عن منصور عن أبي وائل قال خرج علينا الأشعث بن قيس قال كان بيني وبين قوم خصومة فاختصمنا إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فقال شاهداك أو يمينه فقلت إذا يحلف ولا يبالي فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم من حلف على يمين ليستحق فيها مالا وهو فيها فاجر لقي الله وهو غضبان فأنزل الله تعالى تصديق ذلك إن الذين يشترون بعهد الله وأيمانهم ثمنا قليلا الآية

 

[-: 5950 :-] Ebu Vail anlatıyor: Eş'as b. Kays yanımıza çıkıp dedi ki: Bir toplulukla aramda bir husumet vardı. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in huzurunda davalaştığımızda Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem): "Ya haklı olduğuna dair şahit getirirsin ya da hasmm yemin eder" buyurdu. Ben: "O zaman adam çekinmeden yemin eder!" dediğimde Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) de:

 

"Her kim başkasının malını elde etmek için yalan yere yemin ederse Allah o kişiyi öfkeli bir şekilde huzuruna alır" buyurdu. Yüce Allah da bunu tasdik mahiyetinde şu ayeti indirdi: ''Ailah'a karşı verdikleri sözü ve yeminlerini az bir bedelle değiştirenlere gelince, işte bunların ahirette bir payı yoktur. Kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Onlar için acı bir azap vardır." (AI-i imran 77)

 

Tuhfe: 158.

 

 

على من اليمين

41- Yemin Etmesi Gereken Taraf

 

أخبرنا محمد بن عبد الأعلى قال ثنا خالد قال ثنا بن جريج قال سمعت بن أبي مليكة قال أرسلت إلى بن عباس فذكرت له قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لو أعطي الناس بدعواهم لادعى ناس دماء رجال وأموالهم ولكن اليمين على المدعى عليه هذا قول النبي صلى الله عليه وسلم

 

[-: 5951 :-] ibn Ebi Muleyke bildiriyor: Yemin konusunu sormak üzere ibn Abbas'ın yanına gittiğimde bana Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in: "Şayet insanlara sadece iddialarına göre hak verilecek olsaydı bazılan birilerinin kanı ve malında hak iddia etmeye başlardı. Fakat davalı tarafın yemin etmesi gerekir" buyurduğunu bildirdi.

 

Tuhfe: 5792.

 

Diğer tahric: Hadisi Buhari (2514, 2668, 4552), Müslirri 1711 (1, 2), Ebu Davud (3619), İbn Mace (2321), Tirmizi (1342), Ahmed, Müsned (3188) ve İbn Hibban (5082, 5083) rivayet etmişlerdir.